23 Haziran 2010 Çarşamba

Baget, Lanet, Ter...

Ben bir bateri bagetiyim. Beni tutan ellerle sevişirim; ritimlidir sevişmelerim. Tanıştırayım yanımdaki ruh ikizim, o da diğerim benim. Bensiz ya da onsuz anlamı yoktur çıkan seslerin, ellerin… Birimiz sağa birimiz sola derken göz göze gelebiliriz sadece, ama biliriz bittiğinde müziğimiz; bıraktığında seviştiğimiz eller bizi, sonsuzluk kadar büyük bir sessizlikte boğulmak bekler bizi. En dibe vurduk derken, tekrar canlanırız bambaşka ellerde; ama asla ikimizden biri değildir dokunan, bedenlerimize.

Ben baterinin lanetiyim. Kendimi buraya hapsettim. Bedenimi kullanmasına izin verdiğim eller, bilirler bensiz(onsuz) birer hiç olduklarını. “Tik tak, tik tak” ritimlerle başlayan sevişmeler, zevk dolu çığlıklara dönüşmeli ben işin içindeysem. Kendimi duyurmak için haykırırm, daha güçlü vur derim o ellere; vur ki görsün bizi,duysun… Ve bir kez daha göz göze geleyim sevdiğimle…

Ben bateriyi çalan bedenin soğuk teriyim. Yerini aldığında önce bir heyecan doldurur içini. Sanki kimse yokmuş gibi hissetmek ister sadece ikimizi. Sonra sımsıkı kavrar beni bir eli,
ruhumu da diğeri. Ve bir kez daha başlarız bitmek bilmeyen gecede sevişmeye, önce yavaş yavaş esen ılık bir rüzgar gibidir nefesi; hızlandıkça kesik ve boğuk çıkmaya başlar sesi, kısılır gözleri; çok geçmeden gelir kendinden geçmeye başladığının sinyali. O anda alnından düşen bir damla yaş ıslatır beni…

Anlarım bu gecenin de bittiğini…

23.06.10
23:00

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder